Tüp bebek uygulamalarında genetik olarak normal olduğu bilinen eploid embriyoların transferine karşın gebelik oranları belirli bir düzeyi aşmamaktadır ve birçok hastada tekrarlayan denemelere karşın gebelik elde edilememektedir. Bu gözlemler endometriumun implantasyonda oynadığı rolü gündeme getirmekte ve endometrial reseptiviteyi artırmaya yönelik bazı ek tedavi yöntemleri giderek artan oranda kullanılmaktadır. Bu şekilde endometrial reseptiviteyi artırmaya yönelik olarak yaygın kullanılan ek tedavi yöntemleri;
1-İmmun tedaviler; Gebelikte annenin bağışıklık sisteminin zayıfladığı ve bunun embriyonun tutunmasında önemli bir rol oynadığı genel olarak kabul edilir. Kesin bir kanıta dayanmamakla birlikte endometriumda immun yanıtı düzenleyerek embriyonun tutunmasını sağladığı ileri sürülen bazı ek tedavi yöntemleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Bunlar;
a-Steroidler; Embriyo transferine yakın dönemde kullanılan prednizolon gibi steroidlerin gebelik ve canlı doğum oranlarını artırdığına dair yeterli kanıt yoktur.
b-İntravenöz immünglobülin; Uterin immün sistemi nasıl etkilediği bilinmemekte olup klinik yararı gösterilememiştir. Ayrıca pahalıdır ve birçok yan etkiye açıktır.
c-Granülosit-Colony Stimulating Factor (G-CSF); Nötropeni gibi hematolojik hastalıkların tedavisinde kullanılan bir sitokin olup özellikle ince endometrium ya da tekrarlayan başarısızlık olanlarda embriyo transferine yakın olarak endometriuma verilmesinin gebelik şansını artırdığı iddia edilmektedir. Pahalı bir yöntemdir ve kullanımı için yeterli kanıt yoktur.
d-İnralipit (İntravenöz lipit uygulanması); Soya fasülyesi yağı, yumurta fosfolipitleri ve gliserin içerir ve damardan verildiğinde bağışıklık yanıtını düzenlediği ve düşük oranlarını azalttığı iddia edilmektedir. Pahalı bir yöntem olup kullanımı için yeterli kanıt yoktur, sarılık ve ateş gibi yan etkilere açıktır.
e-Diğerleri; Gebelik aşısı gibi hiçbir kanıt olmaksızın sihirli sözcüklerle ifade edilen ve kullanılan ya da önerilen yöntemler.
2-Endometrial zedeleme (Scratching); Siklustan önceki ayın luteal fazında yapılması önerilir. Biyopsi almak için kullanılan Pipel pipet ya da histeroskopi işlemi ile zedelenmesinin endometriumdaki bağışıklık sistemini aktive ettiği ve böylece endometrial reseptivitenin arttığı iddia edilmektedir. Ancak böyle bir girişimin etkisinin adet kanaması ile tamamen dükülen endometrial tabaka üzerinde nasıl kaldığı bilinmemektedir. Bir dönem çok yaygın olarak önerilen bu yöntem invaziv ve pahalıdır. Son yıllardaki analizlerde sadece tekrarlayan başarısızlığı olanlarda -hatta 3 ve üzeri deneme başarısızlığı olanlarda- yararlı olabileceği ileri sürülmekle birlikte yakın zamanda yapılan büyük ölçekli çalışmaların çoğunda çelişkili sonuçlarla birlikte bir yararı gösterilememiştir.
3-ERA testi (Endometrial reseptivite array); Endometrial biyopsi yapılarak 248 genin ekspresyonu saptanır ve sonuçlara göre endometriumun durumu sınıflandırılır ve bireysel olarak tutunma şansının en yüksek olduğu zamanda transfer yapılması planlanır. Yeterli kanıt olmayan bu uygulama çok pahalıdır, invaziv olarak endometrial biyopsi yapılmasını ve ayrıca tüm embriyoların dondurulmasını gerektirir. Bu nedenle rutin kullanımı için kesinlikle yeterli kanıt yoktur.
4-Uterus damarlarında kanlanmanın artırılması; İnce endometriumun varlığında uterusa giden damarların genişletilmesi ve endometriumun daha iyi beslenebilmesi için önerilen ilaçlar mevcuttur. Silfenafil (Viegra), aspirin bu ilaçlar arasındadır, ancak canlı doğum oranlarını artırdıklarına dair yeterli kanıt yoktur.
5-Rahim içine HCG verilmesi; Gebelikte üretilen HCG adlı hormonun embriyonun endometriuma tutunmasını düzenlediğine ve bu nedenle transfere yakın bir zamanda rahim içine verilen HCG’nin gebelik oranlarını artıradığına inanılır. Birçok çalışma olmasına karşın yeterli kanıt yoktur, ancak subgrup analizinde klivaj aşamasında embriyo transferi yapılan hastalarda (2. ya da 3. gün transferleri) 500 IU HCG verilmesinin gebelik ve canlı doğum oranlarını artırdığına dair ipuçları saptanmıştır. Günümüzde rutin olarak kullanılması önerilmemektedir.
Ankara Tüp Bebek Merkezi diğer blog yazıları için tıklayınız.